hastane yollarını arşın arşın geçerken
sabah ezanına bir kala
hoyrat neşter sesleri içinde
biçtiler mi korkusu
dikseler ne, namert zaten hepsi
güle değen hipokrat kokulu eller
kimyasını bozuyor narin tenin
eyüp sabahında sabun kokulu mermerleri hatırlıyorum
sabuna katılmış gül kokusu hatırlatan
kalıp kelimeler oluk oluk akıyor kan misali
şairler kadar cesur olamadım yazmaya
tıkandı her cümlem nokta ve virgüle
ben aşarken bendleri
halkalı semti kulağımda yankılanıyor
kaç kilometre mesafesinde en yakın ocak
yanacak mı korkusu dikensizin
elif kadar narindin küfrü cümlede kullandım seni
şairleri uyutmayan sabah ezanı fikrimce
imamın şerefine değil ki erken okusun
o da bir cumhuriyet kulu hak katında
acaba o kul verir mi selayı diye
beklerim uyumam her ezan öncesi
sabah da dahil vakitlerime
şayet derin bir uykuya dalarsa gül
hipokrat kokulu ellerde
Musa'nın asasını bulmaya gideceğim
yolum belli değil fakat iz süreceğim saatlerce
gözlerim uykuyu çekiyorken ben
uykusuzluğa vurgunum
masum bir şubat sabahı minarelerle nöbette
bulutlarla kardeşim
up uzun yollar kapadım kepçem yokken
düşünmeye bir tütünle başladım
babaeskiyle devamdayım
şayet uyursa gül teni acil servis uyansın
kırmızı rengi ölümü değil hayat kurtarsın
ben beceremedim becermeyi
elif kadar narindin küfrü cümlede kullandım seni
adem gökçe