AHLAK 'YENÄ°DEN'
İnsanın, şehrin,
ülkenin ve dünyanın yani bir bütün olarak insanlığın sorunlarına asırlardır
reçeteler sunuldu. Bazısı işe yaradı, kimisi çöpe atıldı, bir kısmı revize
edildi ve tekrar hizmete sokuldu. Ama hiçbiri mutlak düzeni, refahı, mutluluğu,
hep birlikte adil, eşit ve özgür yaşamı getiremedi. Gözyaşları dinmek bilmedi,
kan aktı, kimi semirirken kimi silindi. Ve insan her seferinde ezildi.
Biraz insanlık
tarihini inceleyelim. Medeniyet ateşini yakan insani ilkeler ve büyük
karakterlerdi. Devrimler, ihtilaller ve isyanların temelinde hep ahlak tutkusu
vardı. Roma'nın demokrasi kavgasından tutun, Amerikan Bağımsızlık
Bildirgesi'ne. Köle olmamak için intihar eden Numantialılar’dan Çanakkale’de
çarpışanlara... Onur, gurur ve kırıntı edilmiş insanca yaşamın arzusu vardı. Bu
arzular hiçbir zaman sözde kalmadı ve çeşitli kurtuluş teorileri aynı temelle
fakat farklı metodlarla toplumlara yön vermek için ortaya atıldı. Küçük bir
misal olarak 'izm'ler geçici reçeteler sunardı halklara ama sonra anlamı yitirilirdi
her birinin. Ve o 'izm'leri doğuran da unutulmamalıydı ki ahlaksızlığa ve
alçaklığa başkaldırıydı. Sosyalizm, eşitsizliğe ve sömürüye bir isyandı, bir
ahlak bildirgesiydi. Liberalizm, özgürlüğün ve hakkın, ahlak öncüllüğünde
güvence altına alınarak oluşturulmuş bir hukuk bir ekonomi felsefesiydi.
İhtilallerden yola çıkarsak örneğin; Fransız İhtilali, halkın egemenlik
arzusuydu ve bir ahlak manifestosuydu. Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyetimiz,
hakeza namusumuz ve ahlakımızdı. Ve din ve felsefe ve devlet... Hepsi
toplumların ahlak tutkusunda nakış tutmuştu. Oralarda filizlendiler, tutundular
ve insanların en onurlu ihtiyacından büyüdüler.
Şimdi ise çokça
yalpalanıyoruz. Nasıl çözeceğiz büyük sorunlarımızı? Siyasetmiş, ekonomiymiş,
politikaymış, sorunmuş. Tabi sorun sorun olmasına da hiçbirimiz kendimize ve
çürümüşlüğümüze bakmayı bilmiyoruz. Bizim en büyük sorunumuz ahlaktır, ahlak!
Bu problemlerin sebebi, güçlünün güçsüzü ezmesidir. Hayvana, ağaca eziyet
edilmesi, çöplerin yere atılması, bakkalın kazıklaması , özür dilemeyi
bilmemek, sevgiden yoksunluk ve nefrettendir. Yani ahlaksızlıktır. Ahlak
sistemleşene ve insan ahlaklaşana kadar bu şekilde de sürünür gideriz.
İktidarlar değişir, bir sorun gelir diğeri gider, insanlar ölür, ama aynı
onursuzluÄŸu toplumca yaÅŸamaya devam ederiz.
Ben bu
ahlaksızlığa isyan ediyorum ve içinde biraz olsun gururun kırıntısını taşıyan
insanları küçük de olsa anlamlı bir itiraza davet ediyorum. Bizi kurtaracak
olan şey insanlıktır diyorum. Ve yazımı Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün
bir sözüyle bitiriyorum.''Hiçbir millet yoktur ki, ahlâk esaslarına dayanmadan
ilerlesin.''
ERTUĞRUL ERGÜÇLÜ